1872
yılında İngiliz sigorta şirketleri,
açtıkları temsilciliklerle Türkiye’
de ilk sigortacılık faaliyetlerini
başlattılar. İngilizler’ den sonra
Fransızlar da Türkiye’ ye ilgi
gösterdiler ve 1878 yılında ilk
Fransız şirketi faaliyetlerine
başladı. Bundan sonra Alman,
İtalyan, İsviçre gibi yabancı
ülkelerin sigorta şirketlerinin
çalışmaları ile sigortacılık
genişlemeye başladı. Bu şirketler
duyulan gereksinimi karşılamakla
beraber, o tarihlerde sigorta
şirketlerinin kuruluşunu ve sigorta
faaliyetini düzenleyen devlet
denetimini öngören kanunların, hatta
bu konuya değinen bir hükmün dahi
bulunmayışı nedeniyle tamamen
denetimsiz bir biçimde çalışıyorlar,
diledikleri gibi hareket edip,
merkezlerinden aldıkları
talimatlarla işlem yapıyorlardı.
Poliçelerini İngilizce veya
Fransızca düzenliyorlar, anlaşmazlık
durumunda da dava mercii olarak
Londra mahkemelerini veya ilgili
şirket merkezinin bulunduğu yerel
mahkemeleri gösteriyorlardı.
Diledikleri zaman sigorta
poliçelerini iptal ediyorlardı.
Böylece hukuki mevzuat ve denetimden yoksun, tamamen yabancılara
özgü bir çalışma alanında ilk yıllar
sigorta şirketleri adlarını
duyurmak, sigorta düşüncesinin
yayılmasını sağlayarak portföylerini
genişletmek amacıyla vaatlerini
yerine getirip, hasar ödemede dürüst
davrandılar. Ancak zaman geçtikçe,
sigortacıların istedikleri gibi
çalışmaları ve Kapitülasyonların
kendilerine sağladığı geniş
olanakları kullanabilmeleri, bu
şirketlere Türkiye’ de kolaylıkla
çok para kazanabileceği izlenimini
verdi. Bu durum, kısa zamanda çok
fazla sigorta şirketinin
çalışmasına, sigorta ahlakının
bozulmasına, haksız rekabet ve
ekspertiz suistimallerine yol açtı.
Dürüst tüccarlar bundan olumsuz
yönde etkilenmelerine rağmen hiçbir
denetim olmayışı yüzünden sigorta
şirketleri uzun süre en normal
yangın hasarlarını bile ödemekten
kaçınıp, sigortalıların hak ve
hukukunu hiçe sayan bir biçimde
davranmayı sürdürdüler.
Bu ortam içinde 1893 yılında Osmanlı Umum Sigorta Şirketi ilk yerli
sigorta şirketi olarak çalışmaya
başladı. Bunu izleyen yıllarda
sigortacılığın düzene sokulabilmesi
için yabancı şirketler arasında
birlikte hareket etme eğilimi
belirdi. 12 Temmuz 1900 tarihinde 43
tanesi yabancı olmak üzere 44
sigorta şirketi bir araya gelerek
sabit bir yangın tarifesi
belirlediler. Bu Türkiye’ deki ilk
tarifeydi.
Tarife ile birlikte, Yangın Sigorta Şirketleri’nin Sendikası adında
bir örgütün oluşturulması ve sürekli
bir denetim kurulunun bulunması
kararı alındı. Londra’ da bulunan
Fire Office Committee’nin
emirleriyle çalışmalarını yürüten
sendika tarafından, yangınlara
zamanında yetişerek büyümesini
önlemek, yangının nedenlerini
araştırmak üzere Fasman adlı bir
örgüt kuruldu. Denetim mekanizması
ve içeriği geliştirildi.
Sendikanın bu olumlu çalışmalarına rağmen çalışan şirketlerin
tamamı sendikaya girmediler ve
haksız rekabet yapmaya, alınan
kararların tersine davranmaya devam
ettiler. 1908 ve 1914 yıllarında
kanunlarda yapılan değişiklerle
yabancı şirketler kontrol altına
alınmaya çalışıldı. 1914 yılındaki
kanunla yabancı şirketler teminat
göstermeye ve vergi vermeye zorunlu
tutuldular. Sendikanın adı ise “
Türkiye’ de Çalışan Sigorta
Şirketleri “ olarak değiştirildi. Bu
yeniliklerle yabancı şirketler
Türkler ile ortaklık kurma yoluna
gittiler.
Böylece Cumhuriyetin ilanına kadar tümü yerli sermaye ve
teknisyenlerle işletilen bir sigorta
kuruluşu bulunmadığı
görülmektedir. Cumhuriyetin
ilanıyla birlikte sigorta alanında
gerek yasal, gerekse kurumlaşma
açısından büyük adımlar atıldı. 1924
yılında Türkçe’yi kullanma
zorunluluğu getiren yasa ile,
poliçelerin İngilizce ve Fransızca
düzenlenmesine son verildi ve aynı
yıl Sigortacılar Kulübü kuruldu.
1927 yılında Sigortacılığın ve
Sigorta Şirketlerinin Teftiş ve
Murakabesi hakkındaki kanun
yürürlüğe girdi. Yerli ve yabancı
sigorta şirketlerinin denetlenmesi,
döviz çıkışının önlenmesi amacını
taşıyan bu kanunun çıkışıyla
sigortacılık gelişmeye, yerli
sermaye ile kurulan şirketlerin
sayısı artmaya başladı. Bunu izleyen
iki yıl boyunca gerekli hazırlık ve
incelemelerin yapılması sonucu
işletme hakkının T. İş Bankası AŞ’
ye ait olacağı bir anonim şirket
kurulmasına karar verildi. Böylece
1929 yılında Milli Reasürans T.A.Ş
faaliyete geçti. Bu tarihten
itibaren Türkiye’ de reasürans
tekeli başladı ve ülkedeki yerli -
yabancı bütün sigorta şirketleri
topladıkları primlerin bir kısmını
Milli Reasürans’ a devretmeye
zorunlu tutuldu. Hemen hemen dünyada
kurulan ilk reasürans tekeli olan
Milli Re. önce çeşitli tepkiler
gördüyse de suistimalleri önlemek,
haksız rekabetin kakmasını ve
ödemelerin zamanında yapılmasını
sağlamak gibi yanlarıyla Türk
sigortacılığının gelişmesinde olumlu
rol oynadı, halkın sigortaya olan
güvenini arttırdı.
Bu gelişmelerin paralelinde 1939
yılında sigorta şirketleri Ticaret
Bakanlığı’na bağlandı. Sigorta
sektörünü ciddi bir biçimde ele alan
7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu
ise 1959 yılında yürürlüğe girdi.
1987 yılında yürürlüğe giren 3379
sayılı yasa ile 7397 sayılı yasada,
yasal alandaki boşlukları doldurmak,
sigorta şirketlerini mali yönden
geliştirmek ve sigorta aracılarının
durumunu yeniden düzenlemek amacıyla
önemli ve köklü değişikler yapıldı.
Bu kanun, sigorta ile ilgili
organlar ve faaliyetlerini
düzenleyen yönetmelikler
çıkarılmasını öngörüyordu. Sigorta
şirketleri Hazine ve Dış Ticaret
Müsteşarlığı’ na bağlanarak mali
yapının bir parçası olarak kabul
edildiler. 1 Mayıs 1990 tarihinden
itibaren Kaza Sigortaları ( zorunlu
sigortalar hariç ), Mühendislik
Sigortaları ile Zirai Sigortalarda;
1 Ekim 1990 tarihinden itibaren de
Yangın ve Nakliyat sigortalarında da
Serbest Tarife Sistemine geçildi.
Zaman içerisinde yeni kurulan
sigorta şirketlerinin sayısı
artarken, sigorta taleplerinin aynı
ölçüde artmaması, ayrıca prim
tahsilatında yaşanan sorunlar
dolayısıyla, 1993 yılından itibaren
çıkarılan Kanun Hükmünde
Kararnameler ile 7397 sayılı Kanunda
birtakım düzenlemelere gidilmesi
ihtiyacı duyuldu. 1 Ocak 1995
tarihinden itibaren sigorta
primlerinin tahsili sorununa çözüm
getirilmesi amacıyla, primlerin
acente cari hesapları üzerinden
takibi sistemi yürürlükten
aldırılarak, poliçe bazında takip
sistemi uygulamaya konuldu.
1999 depremlerini takiben 2000
yılında meskenler için zorunlu hale
getirilmiş bulunan deprem
sigortalarını yürütmek üzere tesis
edilen "Doğal Afet Sigortaları
Kurumu" (kısaca DASK) Pool'u tesis
edilerek yönetimi beş yıllık bir
süre ile bu konuda deneyimli Millî
Reasürans TAŞ’ye verildi. Diğer
taraftan Türkiye'de 23.07.1927 tarih
ve 1160 sayılı Yasa ile
şekillendirilmiş zorunlu reasürans
devri 31.12.2001'de sona erdi.
28 Mart 2001 tarihinde kabul edilen
“Bireysel Emeklilik Tasarruf ve
Yatırım Sistemi Kanunu” ile kurulan
bireysel emeklilik sistemi 27 Ekim
2003 yılında faaliyete geçti.
14 Haziran 2005 tarihinde 5363
sayılı "Tarım Sigortaları Kanunu"
çıkarılmış ve bu kanun kapsamında
Sigorta Havuzu (TARSİM) kurulmuştur.
Bu Havuza ilişkin tüm iş ve
işlemler, bu havuza katılan sigorta
şirketlerinin eşit hisselerle ortak
oldukları Tarım Sigortaları Havuz
İşletmesi AŞ tarafından
yürütülmektedir.
Trafik Sigortası Bilgi Merkezi (TRAMER)
16.12.2003 tarih ve 25318 sayılı
Resmi Gazetede yayımlanan Trafik
Sigortası Bilgi Merkezi Yönetmeliği
ile kurulmuştur. Trafik sigortası
üretimi gerçekleştiren bütün sigorta
şirketlerinin 01/01/2003 tarihinden
itibaren tüm poliçe bilgileri ve
bunların hasar ve ödeme kayıtları
TRAMER sistemine transfer edilmiş
olup, yeni üretilen poliçeler ve
hasar kayıtları günlük olarak
transfer edilmektedir.
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu 14
Haziran 2007 tarihinde Resmi
Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe
girmiştir. Bu gelişmenin ardından
2008 yılında Sigortacılık Kanununun
getirdiği yeni tanım ve
uygulamalarla ilgili ikincil mevzuat
düzenlemeleri üzerindeki çalışmalar
tamamlanmıştır.
Sigorta Bilgi Merkezi 9 Ağustos 2008
tarihinde 26962 sayılı Resmi Gazete'
de yayımlanan yönetmelikle
faaliyetine başlamıştır. SBM
nezdinde kurulan alt bilgi
merkezleri, Trafik Sigortaları Bilgi
Merkezi (TRAMER), Sağlık Sigortası
Bilgi Merkezi (SAGMER), Hayat
Sigortası Bilgi Merkezi (HAYMER) ve
Sigorta Hasar Takip Merkezi (HATMER)
kurulmuşlardır.
Ağustos 2011 tarihi itibariyle 63’ü
sigorta, 2’si reasürans olmak üzere
65 şirket Birliğimize üyedir.
Halihazırda 5 şirket aktif olarak
yeni sigorta ve reasürans sözleşmesi
yapmamakta, toplam 59 sigorta ve 1
reasürans şirketi faaliyette
bulunmaktadır. 59 sigorta
şirketinden 53’ü özel, 6’sı kamu
şirketi, 44’ü Türkiye’de kurulu
yabancı ortaklı şirkettir.
Şirketlerin 7’si hayat, 16’sı
hayat/emeklilik, 36’sı hayat-dışı
şirkettir.
Türkiye’de kurulu reasürans şirketi
sayısı ise 2’dir. Ancak bunlardan
bir tanesinin prim üretimini
bulunmadığından faal reasürans
şirket sayısı 1’dir. |